3 Ekim 2016 Pazartesi

Bir varsın Bir yoksun

Bu gece fazla konuştum hatta son 3-4 gündür inanılmaz gevezeyim. Beynim ıshal olmuş susmuyor.Son günlerin gündemi ise yine yurt dışı ve Asosyal abi , iş ve evdeki mutsuzluk halim. Hmm evet sıkı bir gündemim var.

Bu akşam Asosyal abi dan başlamak istiyorum, anlaşılmaz ilişki halimizden olmayan bir şey nasıl anlatılır ama bu yazıda biraz bahsedip kendi kafa klasörümü kapatmak derdim. Uzun konuma sonunda Asosyal abi  un beni anlamadığını kavradım ya da anlıyor tepki vermediği için anlaşılmadığımı düşüyorum. Bunun ne kadar yorucu ve inanılmaz zor olduğunu nasıl anlatabilirim. Aslında söyle içimde kocaman bir bomba var bu konuşma esnasında patlıyor fakat hiç kimse duymuyor, yanınızdan öyle geçip gidiyorlar, bakmıyorlar, farketmiyorlar daha kötüsü anlamıyorlar.

Anlaşılmamaktı, en büyük- en büyük amaç bu iken şimdi acaba yanlış anlaşıldım mı demek???* pufff başa sardık. Eğer zeki, akıllı, kurnaz bi kız olsaydı Asosyal abi  u şimdiden kafalamıştı ama ben bunlarla uğraşamam.Ego mu sanırım, benim egom bunlardan kibirli, mutlu olduğum bir durum mu aslaaaa. Ben gerçekten şimdi kafamın üstünde 3 ton başağırlığı ile bu yazıyı yazmaya çalışıyorum.Kafamdaki çatlaktan birçikolata mağarasından çikolata sanki gözüme akıyor

Toplumla savaşırken,  ki Asosyal abi  bunu da anlattım, bu konuyu çok iyi biliyor. Bir de sözde beni seven birine - eee  seviyor musun, seviyorsan bi göster abi ? dediğim için ciddi pişmanım.Ciddi fena üzüldüm ama laf ağızdan nasıl çıktı, nasıl durduramadım kendimi :)
 işte ben, böyleyim. Ben böyleyim, kırmak dökmek değil ya. Benim tek istediğim anlaşılmak, koşulsuz sevme beni,  mesela pis koktuğumda, saçım kötüyken, ne bilim kötü giyindiysem sevme beni çünkü ben seni asla sevmem bu koşullarda.

Kafam garip çalışır, ya da oldukça sıradan karar veremiyorum, karar verememek bir hastalık değil sadece kimseyi incitmek istemiyorum. en çok ben kötütüm en çok ben kırgınım ve çok ben kızgınım. ben ilk çağ insanı olmalıydım.
Bu gece çok konuştum, beynim ıshal olmuş susumuyor kapa çeneni, sus. Seni susturmak istiyorum ve depresyon ilaçlarının hiç ama hiç yaramadığı, direkt depresyona soktuğu tek insan olabilir miyim?
depresyon ilacı olamadan daha mutluyum :)
|--pardon biri mutlu mu dedi? hayır hüzün ve karanlık içindeyim.
Bir varsın, bir yoksun ama aydınlık için hep olaman gerekli, daima. 

19 Eylül 2016 Pazartesi

Kimsenin Bir Şeyi Olmamak

Düğünlerde canınız sıkılıyor mu ? Benim inanılmaz canım sıkılıyor hatta eskiden hiç oynamazdım falan artık yalandan da olsa kalkıyorum Ankara havasının canına okuyorum ama pek iyi değilim yine de :) Düğünde etrafıma bakıp vay be ne kadar başarılınız leynn evleniyorsunuz, birbirinize tahammül ediyorsunuz helalaaaaaalllalalaaa  böyle içten kutlama yapıyorum, kimsenin haberi yok.

Tabi tuvalet aynasında rujunu yenileyenler, birini tahammül etmek için çaba gösteren kızları görünce, kızım şu kadar olamadın, diyorum. Olamadım beyler, valla  billa ben sizi çekemiyorum, sıkılıyorum, sıkılmadığım kısımlar da var tabii. Geri kalan kısımlarda ise inanılmaz bunalıyorum, netsizliğiniz, kararsızlığınız, sadece takılmak istemeniz, sadece yatmak istemeniz, sadece sex konuşmanız falan filan bok gibisiniz yani kusura bakmayın da. ( burası ağır eleştiri içerir)

Hadi bak şu konulardan konuşalım, anlaşabildiğim adamla nedense hep biri değirmene su döküyormuş gibi ulan şöyle bi 3 saat geçsin de anlamayayım konuştuğunu. Neyse en fazla 1 saat olan muhabbet zaten 10 gün sonunda arada sırada ve en sonunda karşılasınca bi ara görüşelime dönüyor.Zaten vasat olan diyaloglar, resmen çölde güneşi hissederken avuçlarından kumun kayması gibi yok oluyor.

Dünya nın evrenin mizahı şu, sevdiğin ve hoşlandığın insanda hep bi defo hep bi sıkıntı vardır ya da o seni beğenmez abi

neyse konudan uzaklaştım, dün düğündeydim de kuzenlere benden küçük kuzenlere bile baktığım da hepsi evlenmiş, evlenmek üzere.Evet tatlım sen ne zaman evleniyorsun sorusuna ise cevabım hep aynı '' canım ben gudubetim,' ''yok yok önce aday bulmak gerek ' neyse kızmıyorum.

son olarak taşıma suyla dönenen, iletişimi fena olmayan bir adamı daha  gömeceğim sıkıldım çünkü ondan fena sıkıldım. Abi sizde sıkılmaya ilaç var mı :) inanılmaz ihtiyacım var.... hadi kitapları konuşalım, hadi yeni işler yeni hayaller.

İlkere  kızıyorum ya bazen bakıyorum da beni dinleyen, bana değer veren, beni ben olduğum için seven tek kişiydi. Onsuz hayatım güzel mi ? evet fena değil ama bir daha öyle bir şey olmayacak. Sanırım tanrı 1 hak vermişti bana ama Tanrım istemiyorum, sebeplerim çok açık biliyorsun.

sevmek sevilmek falan filan eğer kendini seviyorsan hiç birine gerek yok ya güzel kızım. 


xx o ölükızdan kendine mektuplar 

18 Eylül 2016 Pazar

yazamadıklarım

sus, dinle kapat gözlerini, okuma burayı,  defalarca dedim sana uzak durun buradan. Şimdi anladıysan bir başka sayfaya şut ve gol.

saklanmıyorum, hatta sizlerin bir çoğunu öldürkten sonra artık inanılmaz rahatım. ve sen daha az aklıma geliyorsun bitti. ne kadar güzel yolcu ettim seni kendimden. Yenilerini, hoşgeldin dedikten sonra öldürüyorum. Hiç birine senin kadar tahammül etmedim. bir başka kızda kendimi gördüm dün....
  o kız çok mutsuz, ne yapacağını bilmez haldeydi ve güzeldi. Neyse ki ben biraz fazla güler yüzlüyüm ve o kadar salak değilim. Geçen yıl pek çok aptallık yaptım ama şimdi kimsenin benim hakkımda fikir beyan etmesine ihtiyacım yok. sular duruluyor. ölükız küllerününden doğuyor demicem. gerçekten sular duruluyor. kırıklarını aldırdım kalbimin, hayır kırıklarımı yapıştırdım, kimse düzeltmedi. çok iyi arkadaşlarım var bedavan mutlu oluyorum, seviliyorum, kendimi ise gerçekten seviyorum. hani bazen çiftlere bakıp şu kız kadar bile olamadın diyorum ya kendime.. vazgeçtim, bu cümleden. biliyorsun ki  ben çapkın, kalbini sürekli atan  biriyim sonuçta birine bağlanmaktansa bir sürü hayranın olması daha özgür ve güzel. istediği, istediğin anda şutlamak ise hariika :)


 iyi kız olmak, ölü kız olmak, sempatik olmak bir sürü sıfatlar elimde ben sadece aklı başında ruhunu doyurmak için çaba sarf eden. Kendi istek ve ihtiyaçlarımın her şeyden daha önemli ve kıymetli olduğunu yeniliyorum. neysen nesin ben, sadece kendi istediğimi yaparım. eski tutkularım kayboldu.
asla seni mutlu etmeyeceğim, kendim mutlu olmadan ama sen bir gerizekalısın  :)  söylenen sözleri asla uutmam ve dediğin şeyleri istediğim gibi yaptım gerisi senin sorunun :)  kıymetsizsiniz beyler ama maalesef kolay şeyler değersizdir.

vicdanın kadar, aklın kadar kıymetlısın ve biraz fiziğine dikkat etsen memnun olurum :)


 önümdeki koca 1 yıl sevgiler ..

bu yazıyı gerçekten çok mutlu olduğum bir gün yazdım. sevgiler güzel kızım, sevgiler prenses 

3 Temmuz 2016 Pazar

Yeni Cenaze Namazına Hoşgeldiniz

Eskisi gibi acıtmıyor, ben ölükız, hem kim üzebilir ki beni? Bugün bir cenaze namazı daha kıldırdım inanılmaz keyifliyim. Hey bunu okuyan aptal.... çık git buradan, bu benim için yazıldı, senin için yazılmadı. Sana diyorum, bunu okuyan aptal ruh, defol. Seni  kovuyorum.Git burdan

  Öğleden sonra limona içtik, ve biraz sarıldık, içinde sadece romantizm olan bir dokunuş, tabii biliyorum izin versem nerelere gideceğini ama gerçekten sıkıldım, aynı senaryo hep aynı tavır ve tarzlar.Bu kez elimdeki mal daha müstesna :)

Çocuk 2 kelimesinden 1 tanesi, tatlı mıyım, çok yakışıklıyım, elde demeyeceğim kız yok.Tatlım ama benim sıkı cinsel hayatım var ve benzeri bir sürü salak kelimeyi dinledim Eminim sallıyor ama sustum  sadece pusuda bekliyordum. İnanılmaz keyifli bu aptallar ile oynarken Bekliyordum, öldürme planımı yaparken bu kez nerede vuracaktım çözmem gerekli.Gördüğüm ilk saniye notum belliydi ama denemeye kararlıydım, kendi övme konusunda nereye gidebilir ölçmek istedim. Neyse cocuk biraz duruldu ama bu ego ile baş edebilmem için  ne yapmalıydım. Allahım o mu aptal ben mi aptal. Bu kadar nasıl kendini beğenebilir ve nasıl bu kadar sert olabilir, bu salak cocuk Ekrem den bile beterdi. neyse Ekrem ayrı mevzu,  o benim hayatım da hem devrim ve rezilliği nasıl aynı anda yaptı bilmiyorum. Berna ... Berna ne olacaktı şimdi ya pınar ufffff çok karıştı. Hey hepiniz şimdi lütfen rahat bırakın da  bu salağı anlatayım, ciddiyim lütfen susun Berna anlatacağım, bekle ama şimdi değil.

 Hey kızım ben çok yakışıklıyım, bana bütün kızlar hasta,  iç sesim ; ''abi ama çok yakışıklı dğeilsin be...''   Heyecan duymayan  bir kalbin var ben o kalbi sökmek ve gömmek zorundayım, diğer kızların iyiliği için. Planımı akşam 20 sularında planladım, ondan ayrılırken çok iyi  hissediyordum, bu doğru ama kendime ihanet edemem bu bir aptaldı. 23 te arayarak cok gereksiz bir sey yüzünden buluşmak istediğimi söyledim, hemen  sahildeki barakanın arkasında buluşma yeri olarak belirledimç  O gelmeden balıkçı ağlarını ve kayığı hazırladım, zıpkını ise sırt çantama aldım  ve ayrıldım. Barakanın hemen yanındaki ağaçların altında beklemeye koyuldum. 15 -20 dakika sonra karşımdaydı, beni fark etmedi. Hemen barınağın sahil kısmına geçti tam bi salak istediğim noktaydı, suan bulunduğu nokta. Arkadan usulca geldim ve sırtından sarıldım, salak zokayı yuttu. Hayatım çok yakışıklısın, dediğim an keyiften hiç bir şey gözü görmüyordu. Zayıf noktasndan yakaladım işte. Hemen fırsatı kaçırmadan, dudaklarım öptü, karşılık verdim ama pek iyi öpüşemiyordu, 2-3 kez denedi ancak ben pek oralı olmayınca, denize doğru yüzünü döndü, hemen sırf çantandam zıpkını çıkardım ve sırdan sarıldım tek kolumla, diğer elimle zıpkını tutuyordum ve öpmek için bana döndüğünü sırada, zıpkını karnına sapladım. Bu kadardı, önce gülümsedi.
- Sen beni vurdun mu, dedi?
- evet tatlım, çok yakışıklıydı ve daha fazla kızı üzmemen için, seni vurdum ve birazdan ağlar ile bağlayıp seni açığa bırakacağım, dedi.
- Eliyle bir yandan karnına bastırıyordu, bir yandan da bana uzanıp alt etmeye çalışıyordu.Her yer kan her yer, kan konusu , Kan bana herzaman  demir kokusunu anımsatıyordu.

Elbiselerime baktım sadece tişörtümde kan vardi, hemen çıkardım ve sütyenimle kaldım. Sütyenim nasılmış, dedim? ( aramızda buna benzer bir sohbet geçti ve komikti) Bana  baktı gülümsedi, şimdi ben ölüyor muyum? nasıl öleceğim? dedi ancak daha fazla bu saçmalıklara dayanamayacağım için onu denize attim, Denize atarken, artık bana yalvarıyordu  sonkez koyurenkli rujum ile dudaklarından öptüm. Kızlara daha iyi davrandiğer  tarafta, dedim ve karanlığa gömüldü. Çantadan temiz bir tişört aldım ve kirli tişörti çantama tıktım, o da siyahtı.  Hemen balina mı çağırdım, 3-5 dakika içinde yanımdaydı, Arkamda, denizin dibinde  onu bıraktım ve balinam ıslak olduğu için kanlı tişrtü üstüne serdim ve üzerine atlayarak biraz gezdik , balinam ile uzun süredir uçmuyordum.Bugün uçmak ve biraz sakinleşmek istedim. Binbirgece masalları prensesi, dedğildim.kimsenin prensesi olmayacaktım çünkü ben bir kraliçeydim ve Öner ölümü hak etmişti. Krallar her zaman kraliçeden güçsüz olmalıdır.. Sahil boyunca bir başka şehre gittik, aya gitmek için saat çok geçti, kutuplara gidecektim ancak nedense keyfimiz yoktu.balinamda keyifsizdi.  Ölükız bu akşam üzülmüştü ama bu üzündü kırılmaktan değil, sıkılmaktandı. Menekşe ile konuştuk ve o benim kraliçe arkadaşım. Eşi onu da üzmüştü şimdi ki planım onun eşini öldürmek. Öner ise hala derinlerde.

Geri dönüp balinamla  Öner i kıyıya çıkardık, kayığa aldım ve onu balık ağına sartım, o kızları avlıyordu, kırıyordu, ağına takılanlar ile alay ediyodu. İşte bana anlattığı, o kızlara yaptıklarını ona yaptım ve intikamımı aldım. Ölükız şimdi taputuna dönebilir, bebeğim.


22 Haziran 2016 Çarşamba

2-3 kelime okuduysan şimdi defolabilirsin

Burada seninle ilgili hiç bir şey yok, kapıyı araladın ve şimdi defolabilirsim



 Her şey olduğu gibi kalacak, yürüyorum ara ara dönüyorum, başımı her geri çevirdiğimde uçura düşüp yeniden başlıyorum, inan çok yorucu, kırıcı. 

16 Haziran 2016 Perşembe

Sarı Tercihim




renkli kalemleri biriktirdim
seni yazmak için renkler seçtim,

mesela, güzelliğine pembe

salaklığına siyah kullanırım.
saflğına yeşil,
gözlerine ise kopkoyu derin bir mavi 
eğer uçmaktan bahsediyorsam 
sarıyı tercih ederim.
Sana olan sevgim için ise gökkuşağını  çalarım.
Şimdi var mısın ?
Yoksun, nerdesin?
Yokluğun için ise capcanlı bir kırmızı 
tüm nefretimi alır, uzaklara götürür.
sakinlik için jupitere giderim .
Güneşli bir gün için tarifim senin varlığındır.

31 Mayıs 2016 Salı

Kusan Kız

Yine saçmaladığım günlerden biri daha. Merhaba tatlım bana yardımcı olur musun, karar veremiyorum? İç dünyası yine çoşmuş ölükızın hiç bir şeyin mutluluk vernediğini  anladığı için penceren dışarı bakıp karar verdi.



Evet buradan aşağı atlayacaktı. Ne zaman mı şimdi hemen üstüne baktı acaba atlarsam ne olur. Elbiselerim ne olur saçma topuklu ayakları ve koyu renk bordo ruju silinir miydi. Öldürdüğü erkekleri her zaman bu koyu renkli ruj ile öpmüştü. Hiç kimsenin bi şeyi olmamıştı bugüne kadar tek tek olmuştu.Mesela öldüğünde yere asfalta yapıştığında, beyni patlamış mı olacaktı, duvara çarpmış beyin parçalarını, düşündü. Yeniden baktı, kollarını kaldırıp, uçmayı hayal etti. Uçabilir miymişti keşke uçuşan güzel bir elbise giyseydim, diye düşündü. Mor bir elbise saten ve tül karışımı, uzun suyah saçları beline kadar uzanıyordu, sıkıldı bir anda omzu üstünden sağına topladı, göğüsü gergin, iç çamaşırından sıkıldı , içi sıkıldı, süteyenini bir anda çıkardı. İşte tüm güzelliği ile öl kız karşımdaydı, bembeyaz teni, diri göğüsleri hemen bluzunu giydi 10 saniye kadar üstsüzdü. 22 yaşında bir kızdan fazlasıydı.  Çantasından bir sigara çıkardı, çakmağını yine kaybetmişti, offf diye geçirdi. Ölükıza yaklaştım beni hiç farketmedi, pencere kerarında yaklaşık 15 dakikadır bekliyor arka koldtukta onu izliyorum. Bir yandan kendiyle konuşuyor, kendini cesaretlendireyor, şimdi yapmazsam bir daha azla atlayamam, diyor. Bilmiyor ki, pek çok atlayacak o penceren ama ölmeyecek, ölmeyecek.  O çakmağını ararken, bordu rujunu bularak, gelişi güzel rujunu tazeliyor camın kenarından kendine bakmaya çalışıyor. İçinden seslenidu, acınacak haldesin.Bugün yazdığı mailde de öyle demişti kendine. Bir adım geri geldi. Hala arka koltukta oturuyorum ve onu izliyorum,keyif alıyorum. Ona dokunup yapma diyecek kadar da yakınım.

Pencere 2 kanatlı 2 insan boyunda oldukça geniş. Şuan ölü kız 22 katta- 22 yaşında bir kız , burada 35 katlı bir gökdelen. Ölükızın burada ne işi var?  hiç bir fikrim yok. Arka odada ölü bir erkek yatıyor, kusmuş, sanırm ölükız üstüne kusmuş zaten 45 kg var ya da yok, o toplu ayakkabıları, dar jean ve uzun bluz ile suan cok zayıf ve bitkin, garip bir hırsla içiyor sigarasını. Arkasını döndü şuan bana bakıyor, gözlerimin en derinine bakıyor, 2 adım bana yaklaştı, kokusu değişmiş parfümünü hissettim ama kendi teni daha güzel kokuyor sanırım. Biraz duraksadı yeniden döndü bana bir şey söyleyecek oldu vazgeçti. Bir şey oldu bir anda göğüsü hızla inip kalkmaya başlaşladı, nefes alamıyordu, nefes alamıyordu, boğuluyordu, sigarasnı yere attı. Taş gibi  kaldım, taş gibi dondum oracıkta, ölükız yok oluyordu. gözleri bir anda kızardı, ayağa kalkamıyor son bir hamle ile pencernin karşına yöneldi, masada duran birayı yudumladı, aslında su içmeliydi ama mutfağa gidecek kadar zaman ve gücü yoktu. Birayı yudumlamasıyla derin bir nefes aldı, 10 sn kadar yerde kaldı ve yavaş yavaş mutfağa gitti. Bir barak su içti ve yavaşça pencerenin kenarına geldi , Aşağıya baktı ve gülümsedi. Demek ki şimdi mor  uçuşan bir elbise ile atlayacağım  buradan, Camda ki yansımasına baktı, hızlı bir hamle ile arkasına bakıyordu şuan beni farketmesi an meselesi, bu ruj ile mor elbise uyar mı sence kırmızı ruja ihtiyacı vardı hala gözgözeyiz, çok derinliklere iniyor, bunu beni korkututordu. , Yerdeki sigara sönmüş, yerden aldı ve  penceden attıattı. Pencere kenarında biraz gökyüzünü izledi akşam 8 suları hava yeni kararmış. Güzel pempe güneşi kaçırmıştı. Yeni bir sigaraya gerek yoktu. Planı belliydi, telefonundan yeni bir kurbanını aradı, bu kurbanını uzun süredir takip ediyordu. Telefon ile konuşurken, gökyüzünde bir uçak gördü.Şimdi kimbilir içinde kimler var, nerelere gidiyor ve neler yapacaklar, diye iç geçirdi.Cantasından tarağını çıkardı güzel, uzun saçlarını taradı, hala gözlerimin derinlerine bakıyordu, kokuyordum. Ölükız bir anda üstüme doğru yine kustu. Ağzını temizledi. Mutfaktan su içti, içerideki ölüye baktı., hiç bir şeye dokunmadı. Gözlerini kapattı ve bir anda o güzel balinası odanın ortaındaydı, biraz ıslak ve kaygan balinanın üstüne , koldtuğun ustunki battaniyeyti  attı ve  pencerinin diğer katnatını açtı, etraf biraz döküldü saçıldı balina harket ediyordu. Ölü kız balinanın üstüne çıktı. eliyle onu okşadı ve bir anda pencereden, uçup gittiler. Ben ise orada kaldım, eski bir aynanın yapabileceği pek bir şey yoktu. O iri kahverengi gözleri, uzun saçları unutmam pek zor olacak. Bir aynada binlerce kişinin hatırası vardır, ölükızda benim prensesimdi

28 Mayıs 2016 Cumartesi

Hepsini Öldürdüm ve Gömdüm

Evet, orada şimdi bir adım dah atıyor, dur dur dur dur sakin ol. Ahhhhh evden taşınmış. İnanmıyorum, evden taşşınmış yani o şimdi bu şehirden defoldu :) Güle güle bebeğim. Güle güle 10 yıl sonra facebooktan sana bakacagım aptal şişko göbeğin ve salak karının çirkinlğine güleceğim ya ben :) Ben çok başarılı bir iş kadını olurken, seni hoş salak bir hatıra gibi kabul edeceğim. ( Tırsıyprum bu hayalımden)

Neyse bırakın gerçek şu kı Mustafa gitti.Sonunda. Lenslerını ciğneyip tükürmüştüm bu yüzden kör olmuş. Mezerda çok oksijen yok bu yüzden zeka geriği hastalığına tutulmuşNeyse şişko göbeği ve  salak tipnine küfür edelim mi :)

kendine gel ölükız seni okuyan bu blogu  bir kaç tanıdık var , sakin ol. Küfür edebildiğim ve özgür olabildiğim kadar yaratıcıyım. İlham perisi bebeğim cok seksisin.

İstanbula gitti, onun yanaına  yapma kızım,   gitme kızım  desem de gitti, Bende bir duygu yaratmadı cok bencılım umrumda degıl, ama Tülin konuştuklarımız biraz  beni düşündür aynı şeyleri bir başka kız arkadasımla konustuk, 2 ay sonra aramız bı sekılde bozuldu ve kız gitti , birde ben suanda çok tolerasnlıyım bana ne oldu bilmiyorum ama inanıllmaz  kabul edici, oldum bu tercih edilmememden mi acaba.Kız arkadaşlarıma kızıyorum sonra bosver dıyorum, erkek arkadaşlarıma kızıyorum sonra tekrar barısıyorum, ama son 2 erkek arkadasım bı tanesını tam bır salak onu daha da aramam, boş insan. Adem e yazık oldu o couk ıyı bır cocuk, cok genc.Son 2 seneye dönduüğmde ne kadar toleranslı olsam da en cok bu surecte karar verdım kımseyle görüşmemeye. Neyse ıcın  okadar rahatlamıs hıssedıyor kı, garip bir mutluluk, Sanırm depresyondan cıkıyorum mezardan cıkmak ıstemıyorum, mezarıma girecek güeş benı hasta edebilir amaküp  yeniden kalmak  girmek ıcın, yalandan yere  carşamba gunu mu mahvettım ve 2 mj attım Mustafa ya , yapmamalıydım tabıı ölü kız olmak zor suande elimde hiç mal yok, hepsini öldürdüm ve gömdüm. Cuma akşamı cok mucadele ettim yalnızım ne yapayım ,diye hatta öldürme planı yapmadığım birini öldirmek için plan yaptım vazgeçtim,.Bana ıyı gelen seyler var bu ara . İyi gelen seyler gecıcı biliyorum ama bir yılanın kabugundan sıyrılması gibi sıyrılıyorum. Kırgınlıklarımın hepsıne elvada diyerek mezar değiştirmyi planlıyorum.İçin içime sığmıyor, kabıma sığmıyorum, büyük bir mezare geçmeliyim.Sıkıldım daha cok  ölü istiyorum, Duygusal   gelgitler sıkt, yavaş yavaş kedıme dönuorum Gerçek ölükız sahnelere geliyor ve daha çok ölü istiyorum

Yumuşak ıcımlı bir kahve nasıl olur, ölükız anlatıyor dinleeeeeee : Taze filtre kahveyi, alırsın, üzerine ılık süt koyarsın ama bu süt eğer buhar ile ısıtıp köpüklemısse daha guzledır, sonra sadece 1  küp şeker, karıstır ve derım br nedef çek.

Bu kadar sakınım kımseyı öldürmek yok bu akşam. Beni kızdırmayın.

Penceren bakıyorum , yağmur yağıyr yine yalnız ve sakin bir gece, yağmur sesini dusuyorum, Ayna var yemen yanımdaki duvarsa biraz eğildiğim de kendımı görüyorum. Mezarım elverdiği sürece ve kendımı ıyı hıssetmek ıcın kendıme bakar ve dıger kızlar için . Saşçarım simsiyah, ne kadar güzeller sütyen hizama kadar gelyor, ve son zamnlarda çok zayıfladım belim br yumruk kadar ince, gözlerim ipiri korkutucu, bakısım cok vahsı bıraz sakin olamlıyım, ellerım ıse ne kadar narın, ben aynaya baktıgım da kendımı begenıyorum. Ben ne dıyorum bu saçmalaıklar nedir.Ölü kızsana ne oluyor.? Aklım karman çorman sadece yalnız ve cok sıkıldım ifade etmek istiyorumç Uzun bir ara.Tüm erkeklerden uzakta yalnızca ben ve deniz. Sakin bir kumsal.

kimseye kırgın değilim bunlaru hepsını ardıma bırakmak istiyorum.Bir ölükız temiz kalabilir. İntikamlarımın hepsini almak zorunda değilim.


24 Mayıs 2016 Salı

Hakan Lütfen Beni Dinle



Bugün yine çok büyük kavga ettik, sen bilmiyorsun, ben bir ölükızım seni öldürmek için an sayıyıyorum. Seni, şimdilik seviyorum ama maalesef sen de onlardan biri olacaksın.  Çok kırgınımım, çok kırgınım, ve bir gün karar verdim ve öldüm. Kimse bilmez, Allah , tanrı her ne diyorsnıaz adına ki ben ona çok inanırım beni mutsuz bir ailede yarattı.Onlar farkında değil.Onlar mutsuz dünyalarında mutlu iken, ben zaten hergün geberiyorum.Beni dinle Hakan, seni de öldüreceğim ama önce dinle, hani insanlar önce anlaşılmak ister ya ama kadınlar hem anlaşılmak hem sevilmek ister. Hem de çok sevilmek isterler. Hakan, inan çok sıkıldım annemden , babamdan, şehrimden, kendimden, hele işimden. Konuşmaya bayıldığım, anlatmaya bayıldım işimden artık nefret eder oldum. Döner kokuları, pis et kokuları, insanların şikayetleri ve annemin bitmek tükenmeyen tripleri.

Hakan çok kırgınım hayata, erkeklere.Hele erkeklere o kadar iyi bir kızım ki;  neden diyeceksin ?Y a sırf üzmemek için üzülmeyi her defasında göze alıyorum, değer görmüyorum, sevilmiyorum, öpülüp kenara bırakılcak bir kız değilim ben. Hakan inan seni de sevdim sen de onlardan birisin ama şimdi sus lütfn sadece dinle, çok sıkıldım nasıl diyim. Hayal et;  oda içindesin ve bir anda için patlıyor, duvarla başın gözün, et parçaları bağırsaklar her yer kan. Tabii ki düşündüm intihar etmeyi hem de çok. Şimdi hakan bu sıra seni sevicem biraz seninle zaman geçireceğim. Mustafa mı ? Mustafa yı hiç açma evin önünden geçiyorum.Düşünsene 2 sene boyunca Mustafa yı bekledim. Hemde başka kımseyle sevgılı olmadım, başkasını öptüm ama aşık olmadım. Mustafa çok mu yakısıklıydı,neyde ki onda bu hal? beni neden sevmedi sence?  bende neyi sevmedin mustafa ( bu arada bu soruyu açık olarakta kendisine ilettim) ? Zaten kırık, bencil bir kalbi kim sever ki? Ha birde Mustafa yı öldürdüm. Cebinden salak ayfonu çıktı, parası yoktu zaten zenginde sayılmaz, şirketnin adının yazılı olduğu gömleği yavaşça çıkardım. Beyaz teni ve kısa boyu ve göbeği iyice ortaya çıktı. Ona o kadar kızgındım ki. Lenslerini çıkardım, ağzımda çiğneyip tükürdüm. Salak pantolonunu çıkardım ve güzel markalı ayakkabılarını ve  pis ayakkçoraplarına tiksinerek dokundum, kusuyordum.Üzerinde sayarak 5 kürek toprak attım. Gülümsüyordu ve güzel gamzesi, duruyordu.

 Neyse Hakan kaldığımız yerden devam edelim.Annemi de öldüreceğim bu arada az kaldı.Şimdi gitmenin arifesindeyim benimle gelir misin Hakan? İnan sana güzel bir hayat vaadetmiyorum, güzellik asla ama biraz heyecan vaadederim.Seni gezdiririm,  Yok yok vazgeçtim yalnız gidiyorum.Diyetimi yalnız ödeyeceğim. Yalnızım.

Ben bir ölükızım gülümseyen, sizinle yaşayan ve içinde binlerce savaşın olduğu, hayatını dolu dolu yaşayan ölü bir kızım. Ve belki sen bunları bulacaksın ve okuyacaksın, her kimsen bilmiyorum. Ben o kadar kırgınım ki hayata, ülkeye mesleğime, 5 yıl ötesine baktığımda çok pişanım, ülkeyi terk ediyorum.Yalnız kalıp  evrene hükmedeceğim göreceksin. Bu kız mı dıyeceksınız.Hakan bugun senınle cok kavga ettik, ben seni yakında öldüreceğim, bunun  için çok üzgüm.

17 Nisan 2016 Pazar

İçinde Boşluk Var Senin

Haklısın içimde ki bu boşlukta neyin nesi?

yazmak istiyor muyum, istemiyor muyum? Biz kadınlar hele ki ölü kız bugün kaygı endişe ve korku içinde .... Ne yazacağımdan değil o kadar çok yazacak şey varki.

Saçlarımın son hali yeşildi, şimdi ise çirkin bir sarı
kalbimdeki boşluğu sanırım keşfediyorum az kaldı, Bu kızgınlık bu hırçınlık yavaş yavaş beliriyor :)

Yazmak istiyorum deli gibi, gördüklerimi aslında 22 yaşında farklı bir aydınlanma yaşıyorum, ben bu zamana kadar ya da ......  yaşıma kadar gayet mutludum sonra bi saçmalıklar oldu, ölü kız oldum. Ölü kız hergün daha çok ölüyordu.Ne demek şimdi bu heyy burası benım  blogum ve istediğim gibi saçmalarım, sanane.Yıkıldım hatta hayatta ki duruşumdan taviz verdim, sert olduğumu söylediler aslında gayet naziktim ben öl kız şimdi gidiyorum yakında döneceğim karar vermiş ya da vermemiş :)

23 Ocak 2016 Cumartesi

Günün Sonunda

evet sessiz ol kızım, yola bak, ona baktığını çaktırma müzk sesini son ses aç  evet evet geliyor ve   arabanın kapısını açtı. .Hoşgeldim gönlüme hoşgeldin hayatıma, hoşgeldin aşkım, hoşgeldin. Bir biblo gibi saatlerce sana bakmak sadece seni izlemek gülümse başka hiç bir şey yapma. .Bende ufak bir sıkılma duygusu uyandırmayan sen, Sana bin kere sesli olarak seni seviyorum, senden hoşlanıyorum , bak farkındayım bu aptalca ama ne yapabilirim....seni seviyorum, dostum. Sence her zaman cevabı verdin, sana duygularımı anlatabilmem için rakı içmem lazım, durum o kadar vahim yani. Öpüşmek için içki içiyorsan hiç o topa girmeyelim, dostum.

Keşke demek iğrenç, Türk dil kurumu bu kelimeyi yasaklamalı .

 ya sen başbelam ? Özür dilerim günün sonunda anlayacağım tüm saçmalıklarımı, seni nasıl kırdığımı, beni bu kadar severken sana nasıl küfür edip basıp gittğimi, evinin kenarında  son kavgamızda nasıl seni itekliedm ve hayatımdan def ettim. Sen, bana kraliçe gibi davranan, bana hayatımın en güzel kadını hissettren yanında, mutlu olduğum adam seni nasıl kırdım, geçridim nasıl bitirdim nasıl 3 senelik aşkı bir çırpıda, sildim. Hadi ama yapma sen bir salaktın ve ben artık budan fena bıkmıştım .Bugün onun yanındaykken hep şunu düşündüm. .Ben Melankoliyi'yı severken  ve hadi ama sende beni sev de uzatmayalım diye binlerce kez, iç geçirirken Sen ne yapıyordun. Şimdi mutlu musun?  bende sevilmiyorum, sevdiğim tarafından. Bende mutsuzum, bende kırıldım, bende değersizleştim ve ben yine bütün hesapları ödedim yine bir erkektim işte.

Senden nefret ediyorum, kendimden nefret ediyorum Melankoli, neden mi? Kendim etme sebeplerim ;güzel değilim, güzel kokmuyorum hep yemek kokuyormuşum, akıllı değilim, güzel giyinemiyorum, şişkoyum, plan yapamıyorummmm.... tüm bana bunları hiissetiren Melankoli :) Senden bana bunları hissetirdiğin için nefret ediyorum. Bu akşam bir karar alıp senden kurtulacağım ve sen adım atmadan asla ama asla seninle kontok kurmayacağım. 1 seneen bu yana bana acılar yaşatan adam, bitti. Zaten gidiyorsun zaten yoksun, zaten beni  beğenmemşssin söyledin ya iste.Tarz meselesi ölü kız dedın yaa.

Ve kendime soruyorum :) Kızım ölükız sen neden seni sevmeyenleri seviyorsun.Çevrende bu kadar sana kıymet veren varken tutyp seni üzenleri seçiyorsun.Kızım sen bir aptalsın. Dokunmadığın elini tutmadığın, hatta öpüsürsen ne duysusu hissedeceğini bile bilmediğin bu adamı neden seviyrdum çok güzel gülümsüyor, tek sebebi bu.

ya da tüm bu olan biteni  hatırlarken  bana kendimi iğrenç hissettiren ama  eninde sonunda beni arayan ve  Common mammm mutlu ol, kimseyi takma hadi bana gidelim hiç hoşlanmadığım ama başka carem olmadığı için haklısın dediğim, kara cocuğa ne demeli. Benim hüznümü anlayan olması başka hikaye. Keşke kara cocuk doğru düzgün bi adam olsaydı da yüm su karmaşaya son verebilseydim ama onu da sevmiyorum ama  o kadar zeki ki kafamdan geçen her şeyi nasıl anlıyor.

Ölükız bugün tabutundan çıkıp yaşamaya çalıştın sen ama yine hüsran. Beni yaşam döndürecek, bana hayat verecek , umut verecek birini arıyordum ancak  bunun sadece kendimden olduğunu bildiğim halde neden kendimden vazgeçtim. Neden sevmedim kendimi, neden bencil olmadım.Orada Melankoli'nin beni sevmesi için neden bekledim kar yağarken. Camdan dışarıya bakıp, evet Allahım aramız iyi değil ama bana bi şans ver, neden dedim? Ben bir aptalım da ondan. Her ne yaparsam yapayım bana Başbelam bana derdi ki; ben feth edilen kaleyim, beni bundan sevmiyorsun, hikaye aynı Melankoli beni sevmeyecek bense sevmediğimle olmayacak kadar ölü bir kadımdı, ölü kalamayı tercih edecektim. ( .keşke kadın olsaydım)

Tüm bunlarım dışında;  bana nefes olmaya çalışan 2 kişiyi daha öldürdüm. O ikisini de mezarıma gömdüm. 1 tanesi taa ünv den arkadasım aslında inanılmaz mantıklı bir iliski olabilirdi ama ben, aşk hissetmiyorum ayrıca sigara içiyor, sigara için bir ağızı öpemem ama mantıklı mı bence çok mantıklı, hem zenginde olurum ancak mezardan çıkacağımı hiç sanmıyorum, sözde yaşıyor olacagim, hikayeme devam ederim.Bu yüzden onunla. flörtümü bitereceğim.Umut vermek kötüdür ama beninde anlamam için zamana ihtiyacım vardı.
2. kişi ise inanılmaz tatlı, onun harika bir ses tonu var,  adam müzisyen ve bana kraliçem, yavum, bebeğim falan.Dedim ki ben bunlara hiiç alışkın değilim, bana böyle seslenme ya dedi sen onları kendine has zannetin ben herkese öyle derim Ben tabi hönk ama çok tatlı bu müzisyen ancak sigara, içki vb hayat hiç bana göre değil bu saatten sonra kimseyi düzeltemem.O yüzden ona da arkadaş kalalım, dedim Cevabı çok bombaydı .Tamam hatunum arkadaş kalalım :)

Neyse asıl konuya gelelim'' günün sonunda'' Melankoli'yi artık bitirmeliym zaten  nisan da İstnbul a giecek ve ne neyaparsam yapayım yemek kokuyorum ( o dedi) Allah'ın sopası yok, sigara içenlere üzgümüm sigara içiyorsun, seni sevemem  dersen;  sana da yemek kokuyorsun, derler :)
Başımınbelası; sana ne kadar haksızlık yapmısım, seni ne kadar üzmşüm, beni her şeyimle seven adam . Pişman değilim  bugün olsa bugün de ayrılıdım çünkü beni mezara sen sokmuştun!!!!!!

xxo Ölükız mezarında....








2 Aralık 2015 Çarşamba

Kaldırımlar

Uzun sokakata yürüyordum işte. Her zaman ki o aptal sokaktayım. Her zaman kaldırıma oturmayı ve seninle aptal bir ara sokakta konuşmayı çok sevmiştim. Şimdi sahilde giderken bi saniye bile yalnız kalamıyorsam bunu  sebebi, budur. Bugün yaşadığım şehrim tüm sokakaları keşfedilmiş. Ben isterdim ki bu sokak benim, bu kaldırım benim, kimse görmesin ve bilmesin.

Bi rüya görmüştüm hani sende vardın içinde bir yaylaya tırmanıyoruz ve bana diyorsun ki Sakın ama sakın yalnız gitme pinnarutii, sakın yalnız gitme.Bugün sana bir şey itiraf etmek istiyorum. Ben yalnız yola çıktım ve gerçekten bundan çok sıkılsam da o yolda hani şu cocukla tanışmıştım. Dünya da gördüğüm en güzel öpücüğü ondan koparmıştım, hatta biliyor musun kimseye söylemedim bir tek o kız görmüştü bizi su sarı saçlı cocuk, ondan bile daha iyidi çünkü neden biliyor musun? haydi anlatayım.
Zannediyorsunuz ya hep lüks isteriz ve hep isteriz yanılıyorsunuz işte. Hatta biliyor musun  o gün cebinde hiç parası yoktu ona içki bile ısmarlamıştım çünkü gerçekten hiç bir çıkarımız yok sadece ve sadece konuşmaya çalışmak için uğraşıyorduk ve biliyorsun güzel de sayılmam buna rağmen bu kadar güzel, nazik ve yürekten davrandığı için sadece gel demesi bile yeterdi toplamda biriktirdiğim -5 bin tl var ya onu ona verip hadi yaa bırak bu aptalları demeye dün razıydım. Benden o kadar çok var ki çünkü bıkmış, kırılmaktan bıkmışız. Sadece bi alkam yemeği ve şu kızı götüreyim de ne olursa olsun, diye kafa planı yapmış erkeklerden gerçekten bıkmışız
Kaldırım meselesi şimdi isterdim ki hani sen gittin ya, AVM karşılaştık beni görünce dayanamadın ve resmen boynuma sarılmana bir karış kalmıştı kendini tuttun. Bende içimden yeniden lütfen başlamayalım, bitti. Lütfen bitti dedim ama istedim ki hadi ama, hadi ama bir kez daha deneyelim biz kadınlar asla vazgeçmeyiz. Ya da ben her ne isem asla kolay vazgemiyorum.
şimdi ardıma bakıyorm da 29 yaşındayım. Ben Ayşen Guruda yaşına geldim ve 22 yaşında hayalim neydi.Gitmekti ne olacağımı bilmiyorum ama başarılı olacaktım, ben çok mutlu olacaktım, hala da beklentilerim çok yüksek ya. Ben ben ben  ben işte ben her ne isem şuanda  bombalanmış  2 katlı bitap bir ev gibi hissediyorum. ve 22 yaşından sonra anladım ki ben hep yaşamak ile ucurum arasında gitmeye daha çok meyilli olacaktım. 22 yaşında ne mi oldu :)


Offf ve üstüme yük olan şu bedensel  sözler nefret ediyorum sizlerden. Kurtulmak istiyorum ama pişmalıktan da korkuyorm ben sağlamcıyım işte. Neyse tüm yazıların sebebi benim sokaklarım keşfedilmiş benim caddelerimde bir sürü insan var, bundan nefret ediyorum. Ben pinnarti ölü kız, mezarımda hiç bir zaman mutlu değilim. mezarımda mutlu olmaya çalıştıkça, kurtlar, yılanlar ve kurşunlar beni sardı. Benim tüm caddelerimde insanlar ve zihnimda aptalca kurgular.

Ama biliyor musun sen harika gülümsüyorsun ve gerçekten iyi fransız öpücüğünden anlıyorsun.

29 Eylül 2015 Salı

Ölü kız uçsun mu?

Selam, oradaki, oarada biri varsa eğer bu yazıdan uzaklaşsın ve beni kendimle bıraksın,

 Uzun süredir yazmıyordum, inan boğuluyorum yine. Son 2-3 gündür o kadar kavga ettim ki kendimle artık yoruldum. Kendimi yine çok değersiz hissediyorum. Yine şu eski günlerdeki gibi ufak gelgitler demek istemiyorum aslında çünkü bu kez gelenler hadi git, yap diyor.

Arkama baktığımda inanılmaz pislenmiş, kirlenmiş hissediyorum. Taputum leş içinde ve kimseye anlatsamda anlamayacak kadar hüzün içindeyim, inan çok acı çekiyorum.Eskiden çok ama çok zor ağlardım şimdi de pek ağladığım söylenemez ama en azından 3-5 damla göz yaşım var.İnan ki toprak altında ağlamak çok zor. biliyor musun?  tüm bu saçmalıkları neden ben yaşıyorum, ben ölü kız, bu dünya da cehennemi yaşayan kız,  tanıştığım tüm erkekler tarafından, derin izler bu ölü kızın defteri hiç kabarık değil hemde hiç. Buna rağmen acı, üzüntü ve değersizlik ....

Yine benim eski çalıştığım bir yerde başarılı bir iş yapmıssın. Çok üzgünüm seni sevmediğim için çok üzgünüm o kadar nefret ediyorum ki kendimden, bu duyguyu sana anlatamam ve  adım gibi eminim. Sevgilim,  beni,kimse senin kadar sevmeyecek ama şimdi sırf ben sen beni seviyorsun, diye hayatını nasıl mahvederim? Ben bir serseri , karasız ne istediğini bilmez, kırıcı ve ağzı bozuk çirkin bir ölü kızım. Deftetimin tüm sayfaları seninle kaplı. Seninle aylardır görüşmeme rağmen nasıl oluyor da beni üzebiliyorsun? Sevgilim, bitti derken çok ciddiydim bedenim bu memelekette ama ruhum yok ölü bir kızım. Nefret ediyorum  bu memeletten sırf aptalca bı duyguya karsı cıkabılmek için  gitmiyorum. Gitmiyorum, parasız ve çaresizim. Senden sonraki ruhların hangisi anladı beni? Nnothing diyip gülümsemen gibi. Hiç, ben bir ölü kızım, ölü kız olmayı ve ölümü seçtim.Ruhuma bin kere dedim, gitmek istiyorum, araba sürerken, yolda yürüken, ya da aptal bir ağacın yanından geçerken hadi, gel ve al beni. O kadar cesaretsiz ve zayıfım ki buna ben cesaret edemyorum ve biliyorsun  ölü kız, seninleykende ölüydü onu iyi yapan sendin. Bu kızı adam eden sendin.Şimdi o kadar yalnızım ki tabutumda, bazen bakıyorumda, resmen,  ışığı sönmüş bir sokak direği gibi boynu bükük.

5 Ağustos 2015 Çarşamba

Merhaba Güneş

Erken kalkmanın çok güzel bir doğası vardır. Dolu dolu bir bardak su içtikten sonra bu kez her  zaman ki  hazırlığına girişmedim, herzazaman ocakğa kahva için  su koyar ve hazır kahve yaparım.. Bu kez  biraz ceviz  kırdım, atıştırdım. Elimde uzun süredir okumadığım kitabıma göz attım. Bir yandan da işe başlamak için garip bir acaleciklik vardı üstümde :). Sıradan bir gün ölüme yaklaştğım bir gün daha, kendime zaman ayırmadığım, çokça kızdğım kendime hep o kötü davrandığım anları bıraktım. Bu sabah kendime iyi davrandım. Kendime, kızım sen şimdi çok mutsuzsun ya ya daha mutsuz ol ve nasıl yaşandığını gösterdi. Hayat biçimim mutlusuzluktu. Hayat biçimim hedeflerimin uzaklığı, öfkenlenmek ama bu yazı sakin bir yazı olacak. Erkeklerin olmadığı, iş , saçma insanların olmadığı yumuşak içimli bir kahve gibi olacak. Hayalini kurduğum adını bilmediğim bir ülkenin, kaybolmuş sokakalarında, gezmek olacak.Köşe başında kopardım öpücük olacak. tatlı bir yazı olaak işte. Hiç bir şey vaad etmiyorum, sana :) . Kendime bile edemezken sen, ne istiyorsun ki benden??? yalini defalarca kurduğum şu gidiş varya. pırangamdan nefretsem de seviyorum. Şu gidiş i son zamanlarda daha sık düşünür oldum. Beni  burada mutlu edecek ne varki?  Bu kadar olumsuz baktığım ve 17 yaşında daha yaratıcı, daha zeki daha cesaretli olduğum, kesin.  28,5 yaşında insan ne ödlek oluyor ama :) Ben bir ödleğim. Selam Ödlek kız :) Keşkelerden kurtulduğun zaman özgür olursun. Keşkelerimden kurtulmak için sık sık telkin ediyorum, çoğunlukla işe yarıyor ama şimdi bu sabah hiç işe yaramıyor ve beni iç gerginliğimi arttırıyor. Kötü olan bir şey ile kendimi kıyaslıyıp iyi hissedemem bu saçmalık.

öfkemi peynir eklemek arası yapıp yemek istiyorum.Telaşımı, aceleciliğimi ise asmak istiyorum , kıskançlıımı yakmak istiyor çığlık çığlığa. 

18 Temmuz 2015 Cumartesi

Yalnız olmaz kötü değildir


Yalnız olmanız, asosyal olduğunuz anlamına gelmiyor. Kendinize zaman ayırmanız ve kişisel hedeflerinize yoğunlaşmanız sizin için sağlıklı bir durum. Biriyle birlikte olmak eğlenceli ve farklı bir deneyim olabilir, ancak sırf hayatınızda birinin olmasını istediğiniz için biriyle birlikte olmak size zarar verebilir. Bu nedenle kendinizden ve karşınızdaki kişiden emin olmadan ilişkiye başlamaya çalışmayın.

9 Temmuz 2015 Perşembe

Elma İle Pinnaruti


"Elma yalnızca bir elmadır. Eğer konu aşk değilse..." 
Ben sana elmayı anlatayım...
eğer varolmasaydı şimdi hepimiz mutlu ve huzurlu yaşıyorduk, sonsuz bir güzellik bahçesinde her istediğmizin gerçekleştiği bir evrenin  mutlu sakinleriydik.  Ama öyle hınzır bir meyvedir ki elma insanoğlunu yeri geldiğinde cennetten kovdurur.  Aklın sınırlarını taşırır minik bir ısırık yüzünden bak ne haldeyiz.
Ama yine aynı elma kendini affettirmesini de bilir. Sence tesadüf mü Newton'un kafasına düşen meyvenin yine elma olması. Klasik fiziği başlatan meyve aynı zamanda dünyanın en fazla çeşide sahip bitkisine sahip.
kısacası
"Elma yalnızca bir elmadır. Eğer konu aşk değilse..." 
ama eğer aşksa....
Elma ile Pinnaruti aynı şey 
cennet ve cehennem
akıl ile delilik
huzur ve sinir krizleri:)))
Dişi dudaklarına, dişimle yazdığım 
iki heceli erkek adımı
ve seninle ben diye başlayan her söz biraz elma gibi
yasak bile olsa ısırmaya
icabında cennetten bile kovulmaya değer
Çünkü bir sokakta iki kişilik yürümek 
diğer yarının neleri beğeneceğini düşünmek bak bunu severdi, dur şunu ona anlatayım demek güzeldir.
Her filmi iki kişilik izlemek her sözü iki kişilik duymak ve yaşadığın her şeyi yaşandığı anla değil onunla paylaşıldığı an ile kıymetlendirmek güzeldir.
Güzelmiş.....
Sen benim diğer yarım 
Sevgililiğimiz kutlu olsun güzelim
zaten her gün 
DÜNYA pinarutti GÜNÜ
ve sen hergün benimsin aşkım.

30 Haziran 2015 Salı

yine bir gün

Aslında seviyordum ya melankolik takılmayı, bilirsin işte sigara içki içen, kırmızı rujlu topuklu ayakkbı giyen kızlar. Hiç öyle değilim sigara bile içmem oysa ki. Sırf seninle bir gün konuşmuştuk ya ama sana bu yazıyı yazmayacağım değmezsin dostum :)

Ben hayallerime döneyim Hani bir yazımda bahsetmiştim bir balinanın üstünde ümit burnuna gidecektim. İnan o kadar anlatacak konuşacak şeyim var ki ve bu son 6 ay da o kadar boş insana zaman harcadım ki artık ne ders çıkarmam gerek bilmiyorum. Bir süre sadece şu tezime odaklanıp işleri yoluna koyacağım. Gerçekten yorgun bir beden, yorgun bir zihin ve çirkin saçlarım var.Bugün o kadar çok gitmek istiyorum ki kendimden, döndüğümde ben klamamk için mesela geldiğim de o sahil bana anlamsız gelsin, ya da o hastane sokağından nefret ediyorum yıksalar orayı , yada bir kaç kelime araba ve isimi yok etseler ya :) mizah duygusunun ironisi öğrettiğin için teşekkür mü etmeliyim ya da diğer öğrettiğin her şey için teşekkür.

Güçlü kadınları sevmeyin, sevemiyorsunuz, beceremiyorsunuz.Nefret ediyorum hesap ödemekten nefret ediyorum, salaklıklarınızdan zekanızın düşüklüğü beni illet ediyor. İnan sizleri küçümsüyorum çünkü gerçekten salaksınız. Bazen derim ki keşke erkek olsam erkeklierin salaklığını gördükçe şükrederim. Sizi küçük plancılar beceriksizler, siz inanılmaz kötüsünüz, cunku kadınları, güçlü kadınların ne kadar güçsüz ve kırılgan olduğunu anlayamacak hödük ve bi o kadar da bencilsiniz.Rakibiniz gördüğünüz kişi kim ?Değmezsiniz işte hiç biribiniz hele benim gibi bir kadın sana mutlsuzluk getirecek göze alabiliyor musun.Biliyorum göze alabiliyorsun amalar, nedenler, niçinler.

16 Haziran 2015 Salı

saçlarımın son hali

Selam dünyalı,

ben uzaylının yakınnda saçı kalmayacak, o vakit gelip bende sizin dünya da saç ektireceğim. 1 sene sonunda bu kadar saçımın dökülmesinde yine bir dünyalının mı etkisi oldu yoksa bir hastalık bilmiyorum. Her geçen gün üzülüyorum.Bizim uzaylı kadınlar arasında da saç modası var. İnanılmaz güzel uzun sarı saçlar bizim uzatlı erkekleri felaket etkiliyor.Sizin avrupalı kadınlara benzemek için sürekli dünyaya geliyoruz bir sarısını kaçırıp, elimizi , saçımızı ayaklarımızı, gözümüzü onlara uyduruyoruz ama meme konusunda cok başarılı değiliz.Teknolojinin ilerlemesini bekleyeceğiz. Biz uzaylı kadınların en çok müzdarip olduğu konu ise yine diğer uzaylı güzel kadınlar.Benim mesela iuan tek sıkıntım neden saçlarım diğer uzaylı kadınların ki daha güzel olmuyor neden neden neden. Bizim uzayda sonsuz enerji olduğu için her şey bedava da ayol kalkıp kim iş yapacak. Kimse bir sey yapmadığı için herkes kendi işini yapmak zorunda. İnanılmaz zor geçen gün aynı günde heme evi boyadım, hem saçımı boyadım, hem tırnaklarımı o avrupalı kadınn ki uzatıp süsler yaptım hemde daha sonra yatak örtüsü diktim.A ayol çok işim var.Neyse saç konuna dönelim, yaklaşık bir sene önce saçlarım dökülmeye başladı daha önce  kafa sürmediğim uzay asidi kalmadı hiç bir sey olmadı ama şimdi yakında kellik masteri yapıp uzay üniversitesinde hoca olacağım. Tüm bunların sebebi eğer bir dünyalı erkekse kendimi güneşe ışınlatacatacağım. Geçenlerden ayın yüzeyinden size bakıyorum da ne güzel bir dünyanız ve ne güzel kadınlarınız var. Bizlerse yeşil renkte, uzun boylu, ince, kıvrımlı hatlara sahibimiz ama sız ne güzel kısa boylusunuz. Siz çok güzelsiniz dünyalılar ve erkeklerinize ise yakışıklı bızım uzay erkekleri  ellerinden enerjı  ısınlayıp sizi uayda istediğininiz yere götürür, ne sıkıcı ama siz araba sürmek ve uzun uzun uzun konuşmak zorundasınız ya biz. Bunlara hiç ihityacaımız yok empati ile tüm duygularımız anlatabiliriz. Dokunmak zorunda ya da ek işaretleride yapmak zorunda değiliz. Sizlerse bir şey anlatabilmek için 9 takla atıyorsunuz. İnanılmaz heyecanlı. Tamam artık itiraf etmeliyim sizin dünyalı biri seviyorum ama ayrı dünyanın insanlarıyız, evrene aynı yerden bakmıyoruz. Bakış açımız cok ayrı o zaten beni de sevmedi. Sahil kenarında muhteşem evinin önünden çok kez ışınlandım ancak  fark etmedi hatta ona yazı bile yazdım latin harfi ile  inanılmaz zor,  yazıya hiç ihityacım olmaz.Ayrıca onun saçı var benım ise saçlarım 6 evren ayı  sonunda bitecek. Simdi senden isteğim bana dünyalı kadınların güzellik ilaçlarını göndermen .Bu mektubu hiç bir dünyalıya gösterme zaten hiç kimse inanamayacak. Uzaylı kumral kadın.

daha çok sızı

Daha çok yazmak, kusmak, tüm midemi ve bağırsaklarımı insanlığın önüne dökmek istiyorum.Cesaretsizliğimden o kadar kıvranıyorum ki ağlamak için gözlerim dolduğunda utanıyorm kendimden. Ben ölü kız  nasıl oluyorda kendime kızıyor, kendimi yerden yere vuruyor ben neden bu kadar acımızsızım yine kendime.Ben ben ben ben, bencillği bu kadar severken neden kırılıp dökülen olabiliyorum yok yok yok unut hepsini. Hani bir yamaca tırmanmıştım muhteşem bir duygu ile atlamak istedim aşağıya sonra ama acı çekmekte çok güzel. Unutmanın da var olduğu bu dünya da bu erkeklerin hepsini unutcaksın, bütün kızları sileceksin. Ben kalacaksın.Ben kalacağım belki yalnızlığımdan da çokça utanıp. Hepsi senin yüzünden diye haykıracağım. Siz hepiniz beni öyle kırdınız ve yok ettiniz ki. Şimde çokça iyim ,çokça gülüyorum keyifliiyim. Nedensizliğin olduğunu düşünmeyip günceleri doldurmak. Semanın sonsuzluğuna çokça uçmak isterim ve çokça heyy orada ne var derim yaa. Bazende  bir guam çukuru gibi hepkara bir delikte beni rahatsız edilmem ya. Neyse ki akıllıyım. Neyse ki henüz maskelerimi istediğim gibi kullanabiliyorum. Ben zeki akıllı ve kurnaz biriyim :)

15 Haziran 2015 Pazartesi

Ne olur fazla mütevazı olmayın!…



Televizyon izlerken birilerine bakıp da "Ya bu adam bu sığlıkla nasıl buralara kadar gelebilmiş" diye düşündüğünüz oldumu hiç?

Ya da işyerinizde sizinle aynı ya da daha üst aşamada bir görevde olan bazıları, sizde büyük bir şaşkınlık uyandırdı mı?; onlara bakıp "Bu cahillik, kendini bilmezlik nasıl fark edilmez?" diye iç geçirdinizmi?

Justin Kruger ve David Dunning adlı iki ABD'li bu hissi çok yaşamış olacak ki, iki psikiyatri uzmanı, 10 yıl kadar önce bir teori ortaya attı:

"Cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır."

Ve bunun üzerine bir araştırma başlatıldı. Fizyolojik ve zihinsel alanda yapılan çeşitli uygulamaların sonucunda şu bulgulara ulaşıldı:

Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler.

Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir.

Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da acizdirler.

Eğer nitelikleri, belli bir eğitimle artırılırsa, aynı niteliksiz insanlar, niteliksizliklerinin farkına varmaya başlarlar.

Bitmedi…

Cornell Üniversitesi'ndeki öğrenciler arasında bir test yapıldı veklasik "Nasıl geçti?" sorusuna öğrencilerden yanıtlar istendi…

Soruların yüzde 10'una bile yanıt veremeyenlerin "kendilerine güvenleri" müthişti. Onların "testin yüzde 60'ına doğru yanıt verdiklerini" düşündükleri; hatta "iyi günlerinde olmaları halinde yüzde 70 başarıya bile ulaşabileceklerine inandıkları" ortaya çıktı.

Soruların yüzde 90'ından fazlasını doğru yanıtlayanlar ise "en alçak gönüllü" deneklerdi; soruların yüzde 70' ine doğru yanıt verdiklerini düşünüyorlardı.

Tüm bu sonuçlar bir araya getirildi ve Dunning-Kruger Sendromu'nun metni yazıldı:

"İşinde çok iyi olduğuna" yürekten inanan 'yetersiz' kişi, kendini ve yaptıklarını övmekten, her işte öne çıkmaktan ve aslında yapamayacağı işlere talip olmaktan hiçbir rahatsızlık duymaz! Aksine her şeyin hakkı olduğunu düşünür!

Ancak bu 'cahillik ve haddini bilmeme' karışımı mesleki açıdan müthiş bir itici güç oluşturur.

'Eksiler' kariyer açısından 'artıya' dönüşür.

Sonuçta, 'kifayetsiz muhterisler' her zaman ve her yerde daha hızlı yükselirler…

Bu arada, gerçekten bilgili ve yetenekli insanlar çalışma hayatında 'fazla alçak gönüllü' davranarak öne çıkmaz, yüksek görevlere kendiliklerinden talip olmaz, kıymetlerinin bilinmesini beklerler…Tabii beklerken kırılır, kendilerini daha da geriye çekerler… Muhtemelen üstleri tarafından da 'ihtiras eksikliği' ilesuçlanırlar…"

Ne olur fazla mütevazı olmayın!…

"Siz de çevrenize şöyle bir bakın" diyeceğim ama eminim bu satırları okurken bile aklınızdan bir dolu yüz, bir dolu isim geçti…

Bence Dunning ile Kruger'in, bu çalışmalarıyla 2000'de, Nobel yerine Harvard Üniversitesi'nin LG Nobel'ini alma nedeni "cahil olmamalarıydı".

Gönlümün nobelini bu ikiliye vererek yazımı Bertrand Russel'in bir sözüyle bitiriyorum:

"Dünyanın sorunu,akıllılar hep kuşku içindeykenaptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır."

20 Mayıs 2015 Çarşamba

korkaklık macerası


yine karşı karşıya kaldık
sana bir peri masalı gibi gelir bu anlar
Bana sonu gelmez acı dakikalar
gitmerler nerde,yollar nerde
yine tutsak hissettim kendimi
sandelyede kelepçeler
bırakmak ya da tutmak için hiç bir çaban yok
anlıyorum
haklısın
tüm yollar senin der gözlerin..
her çeşit yol senin
ama kalk kalka biliyorsan o sandelyenden
git dayabileceksen
git bir daha dönüp aramayacaksan
sözlerimin her biri uçuşan kelebekler
öyle hayranlıkla izliyorsun ki..
dayanamıyorum, bıkıyorum
demiştim ya...
sence bu bir peri masalı
bence tutsağın korkaklık macerası

düş pazarı

Elimi alnına götürdüm, terlemişti,
utandı, saçmalama, dedim
alnın parlıyor, hafif gülümsedi
hastayım yüzüm pul pul dökülüyor
krem sürüyorum,
büyük bir ciddiyetle olsun, dedim
içimden konuştum, ona dokunmuştum.
çok tatlı bir hissle,
sorun yoktu, karşımdaydı.

for melankoli